Üye Girişi »     
Cennetten İniş

Burada, böylece kalakalmış amaçsız bulutlarla
rüzgar bekleyen yol,
yolcu ve cennetin eşiğinde sonsuz bir durağanlık
oysa herşey yoldur derken,
inan bana derken,
sarsılmak, kapaklanmak yüzükoyun
uykuya.. imkansızsa ve elbet bir esinti
‘bir yıldıza doğru ilerlemek, sadece bu’
orada, uzakta sonsuzun devinimi
hiç-bir-ses’in döngüsü tanrısal yankılarla
kuruyor: anlamsızı.

‘Herşey yoldadır’ her nasılsa ve uzak…
Bir gölgeyi imler gibi seni söyleyen bir
hiç-dilde aşkın, bu sözü yineleyerek,
kahırbela atıvermem kendimi algının
kapılarından. Tuzak yanıbaşında. Sonunda uzak,
nasılsa kurulabilecek bir şeydir-yani bir
gölgeden fazlası.
Uzaklık: olasılıklara tümleç olabilme imkanına haiz..
ne olsa insani bir ölçü. Uzaklık.. bütün öznelliğine
karşın, algının alacakaranlığından bir gün
sıyrılacaktır.
uzaklık aşılacaktır. Ama uzak?
Uzakta olan her daim uzak olan değildir.
Uzaktalık bilmek cininin gölge oyunu.

‘Herşey yolda’dır’.
Bense olamadığım yıkıntılarda söz’ün bir günışını,
uçuşan gündüşleri yalnızca, çaresiz duvara doğru yönel,
duvara elbet ardında bir yağmanın izlerinden fazlası.
Varoluşsal kayra: o imkansız rüzgarın tasası, alnımda
daralan ufuk, bilmek mi-anlamsızı… yılgındı,
yüceltilmiş, ah nasıl gelirdi, solurdu benim gibi
tınılarla ıslıklı, tıkanmış… gözlerinde cevap yok.
Oysa biliyorum, oysa kutuplarda çiçekler var donuk,
sonra cümlenin kıyısında gerçeğe açılan bir uçurum…
uzakta anlamın burgacından.

-Her ne kadar, uzak, insani bir düzlemde kurulabilirse
de, bilinmez ve belgelenemezdir.

Nerede kaldırdıysam başımı avludan ve bahçeden,
mükemmel bir çemberin içine düşüveriyorum. Ama bu,
imkansız, bir düş olmalı derken, mükemmel bir çizgi
kesiyor yolumu.. ‘Ancak ölümün kesinliği doğrulayabilir
varlığı’ diye bir ses-metalik ve ıslıklı -yörüngemden
çıkarıp kırıyor uzayımı..
Ellerim uzansa da ulaşmaz.. ah uzakta bana ait olan,
habersiz burkuntumdan.
Ama bir daha asla asla asla tekrarlanmayacak olan bir
Ben, bütün düşkünlüğümle sonunda tapınıyorum çizgiye:
durağan ama sonsuz,
zamanın dışından ve elbet merkezinden
bir çığlık-
la savruluyorum her-şeyin kapısına.
düşmeli diyorum, ölmeli bu uykudan. Kavrıyorum bir anı
her-şey’den uzak.. doğrulamaz olanı:
Ben
hiç
olmadım.
Yalnızca eşya.. bütün ışıltısıyla duruyor-orada.
Bir yok-ses hışırdıyor rüzgarda;
“Ancak ölümün uzaktalığı,
ancak mükemmel bir çizginin imkansızlığı..”



İzlenme: 38 Görüntüleme
Puan:
1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (No Ratings Yet)
Loading...
Ekleyen: admin

Yorumlar

Yorum Yaz