gece şahdamarından kapsa da ışığı
kuduz bir köpek gibi
şarap değildir damıtılan
camlara vuran uzak yolcu ışıkları
terkedişlerin sinyalidir puslu aşklara
ay kararır kendince, döner rahmine
bir dölyatağı daha dağınıktır akşamdan kalan
ey acısını bile tanımayan
soyunma başkalarının acısına
çünkü senin namlun hala sıcak
yaptın yapacağını
tufanlar diktin yedi iklim bahçesine
korkuluklar savurdun karga tulumba hasatlara
şimdi ellerinde karabasan bir telaş
deşer gibi bir hüznün bağrını
yeni sevinçler aranıyorsun kendi bahtına
hüznün altında hüzün
onun altında da
hüzün vardır
iki ağacın gölgesinde başka ağaç yeşermez
meyvesi olsa bile
ne tat vereceğini bilmez
gece kendince bir gizi örerken
çaresiz eleverir kendini
ne yazık
ne yazık
geceyi saklayacak yok başka bir karanlık
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz