Kararsız ateşin içinde yandı ümidin son kalıntıları
Uygunsuz anıların faturasına yazıldı yıldızımın batışı
Basit bir kibrit kutusunu haklı çıkardı belirsiz inadın
Bir bedel ödeyecek varsa o da kendini bilir
Yine de olmaya dursun gözlerin bin çakmağa bedel
Ve
Bitmeyen satırların cehenneminden geçiyorum her gece
Sürekli kavrulan hatıralarına ulaşmak istem dışında
Sayısız ilkel öyküyle kurgulanmış ortalama belleğim
Karşı koyulmaz bir güçle savaşmaya devam ediyor
Bir bardak çayın altından gülümsüyor yok etme arzusu
Ve
Karşımda uzanan loş dünyaya ışık verdiğimi sanıyordum
Oysa tüm bunları yutma isteğiyle kıvranan benmişim
Hayvansı arzulara dönüşen aşkın saf görünümlü açılımı
Beni dönüşü olmayan mahkumiyet zincirlerine bağladı
En kuytu iliklerime kadar ölümsüzlüğümü tattın böylece
Ve
Karanlık çöktüğünde uyanır sana ellerim eklemlerim
Şimdi el ele bir yürek yaptık harabe kalıntılardan
Üzerinde adın yazılı birliğin kader bahçesine koştuk
Sadece gözlerin kaldı zamansızlığımın önüne dikilen
Beni de kendinden bir parça yaptın sonun sonucunda
Ve
Çok uzaklardan gelen bilişimsel çağrılar sinyali
Yeni bir aşk oyununun perdesini aralamaya girişti
Bunu da sana yazıyorum tüm zamanların efsanesi
Sinirsel etkileşim sonucu saçılan kıvılcımlar
Bedenimi varolmaya alışkın sezgilere sürükledi
Ve
Gelişini bekliyorum
Çünkü sensizliğe ihtiyacım yok…
16.12.2002
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz