alabildiğine yalnızlık kokan sulara atsam da kendimi
nafile
ne bu hasret temizlenir içimden, ne nefret
ne de sonu gelmez bu tutku
zincirleyip cehennemde yaksam da kendimi
faydasız
ne sonu gelmez yollar tükenir ayaklarımda
ne de aşılmaz dağlar toz olur avuçlarımda
bilirim sen hep o yerdesin
gururlu, mağrur, dimdik ayakta
kamaştırsan da gözlerimi, yaksan da ellerimi
ulaşmak isterim sana
ama söyle!
insan ölümü içtikten sonra dirilir mi?
çöle kar yağdığı görülmüş şey mi?
sen farklısın!
tutkusun öteden beriye, baştan sona hep aynı
sen ölümsün!
bırak da bu beden aşka gömülsün
bir küçük ışık bile sızmıyorsa içine
katlanabilir misin karanlıklara?
sor kendine
kırıkları bütünleyemiyorsan bir türlü
kör düğümlere dönmüşse aklın
uçurumlar gibi
korkular büyütüyorsa ruhunda boşluklar
esir almışsa ruhunu “kuşku”lar
“belki”ler “acaba”lar
sustur kalbini
böyle yaşayamazsın..!
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz