Bir sigara dumanı gibi geçiyordu harfsiz sözcükler…
Gözlerimizin arasından…
Umarsızca dağılan…
Oysa her şey düştü…
Göz göre göre düştü…
Bir hayale adanan bir yürek için yalnızlığın yolundan başka yol olmazmış oysa…
Oysa her şey ama her şey o düşün içine düşmüştü!!.
Ordaydık…
Sadece ikimizdik!.
Orada, o deniz kenarında,o çatı katında!.
Martılarla paylaştığımız ekmek kırıntılarını savuran rüzgarın ıslığında
Duyuyorduk o cümleyi yeniden:
“Kendinizden kaçamazsınız!”
Mutluyduk…
Kendimizden değil de
Yalan dünyanın yalan yansımalarından kaçtığımız için mutluyduk…
Gözlerine bakıyordum…
Gözlerinin ardındaki dünyada bulduğum kendimle konuşuyordum…
Gözlerime bakıyordu…
Sustuğunu sanıyordu belki de ama sonsuzluğun diliydi konuştuğu…
Gözlerime bakıyordu…
Gözlerine bakıyordum…
Gözlerine bakıyordum…
Gözlerime bakıyordu…
Gözlerine bakıyordum…
Gözlerine bakıyordum…
Gözlerine…
Göz…
Gözleri kaybolmuştu!.
Elini tuttum…
Gözlerimden, yanan yüzüme süzülen yaşlara elini sürdü…
Tanıdık bir ışık huzmesiydi gözyaşlarımdan gecenin karanlığına akan…
Al onu dedim, al ve sakın yitirme…
Sustu…
Elini çekti…
Yüzüne baktım, gözlerim gözlerindeydi…
Ama korkuyla bakıyordu bana gözlerim…
Çaresizliğin korkusuyla!.
Anlat bana dedim…
Neden?
Yapamam dedi…
Anlatamam…
Gözlerindeki gözlerime baktım…
Ağlıyordum…
Haykırışım kendi içimde boğulduğundan susuyordum ben;
O, içindeki sesi bulamadığından susuyordu…
Ve sustuk…
Sustuk…
Sustuk!..
Sonsuz gecenin karanlığında içimizdeki bizden kaçarak sustuk…
Öylesine ve nedensiz!.
Sonra dalgaları yarıp gözlerimize vuran günün ilk ışığı sordu ona:
“İnanıyor musun?”
Gözlerindeki gözlerime baktım…
“Evet” dedi…
Evet…
Ama!..
‘Ama’sı olmaz dedi ışık!..
‘Ama’sı olmaz…
Gözlerde bulduğum şeyin ‘ama’sı olmaz dedi..
Ve gözlerinin derinliklerine gizlendi…
Duymuş muydu onu bilmiyorum…
Çünkü ordaydım…
Sadece bendim…
Yalnızdım…
Belki de tüm gerçekliğimle yaşadığım düştü…
Ama bir oyun…
Asla!!.
Çünkü ordaydık…
Sadece ikimizdik..
Orada, o deniz kenarında, o çatı katında!.
Ve şimdi buradayım, sadece benim, yalnızım…
O kimdi? Ben kimdim?
Biliyordum…
Ama o bilmiyor muydu?
Ama bilmiyordum!!.
Hangi rüzgara bağladığını umudunu?
Nereye sürüklendiğini?
Bilmek istedikçe, bilinmezliğin içinde kayboluyordum!.
Oysa biliyordum, orda olmalıydık…
Orada o deniz kenarında, o çatı katında…
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz