bakmak
ama göremeden gerçeği
defalarca
öyle bir arayış içinde kaybolabilmeyi
anımsamak
bir daha dememenin sessizliğine
teslim etmeden
bakmak
ama hissedemeden bir şeyleri
yaprak döken dala inat
manzara karanlığa bile verse kendini
bakmak
göremeyeceğini bile bile
karanlığın içinde uçuşan gözlerde
dans ederek sabahlamak
herhangi bir günün saatlerini
kaldırım taşlarına pazarlamak gibi
başını havaya dikip te
bakmak
binlerce yıldıza bir defada
herbirinde ayrı bir hayatı canlandırabilmeyi
olağan saymak
ve bakmak
yoldan geçen sarhoşun küfürlerine
saklamak kendini
sallanmaktan öteye bir şey bulamamak
bakıp ta görülecek ne çok şey
görebildiğim hiçbir şey olmadığına
kandırabilmek kendini
ben yaşarkenle
ben yokken
arasındaki farksızlığın
bir fark olduğunu
unutmadan
bakmak
baktığın yerden gözünü çevirme cesaretini
kullanmadan ,
ama hiçbir şey bulamadan
görmediğin şeylerin hayalinde sallanmadan
bakmak
daracık taş sokakların
tak-tuk seslerini
duyduğunu varsayarak bakmak
bu kör duvarlarla…
kör olabilmeye kalkışmak..