Sustu bülbül sesleri,gag-gaglar öne çıktı,
Kargalar, kerkenezler, çaylaklar öne çıktı.
‘Az lâf çok iş’ diye bir ilke vardı vaktiyle,
Şimdi leylek misâli lâk-lâklar öne çıktı.
Sorumluluk azaldı sorunluluk arttıkça,
Savsaklandı görevler hep haklar öne çıktı.
Söze gümüş sükûta altın denmiyor artık,
Teneke lâflar için şak-şaklar öne çıktı.
Yapılar göğe doğru yükseldikçe,ne tuhaf,
Söz ayağa düştü ve sokaklar öne çıktı.
İtildikçe kenara soylu hâl ve gidişler
Soyu-sopu belirsiz ahlâklar öne çıktı.
Gaflete cehalete kul edildi insanlar,
Özgürleştik zanneden tutsaklar öne çıktı.
Yeni düzen deniyor kargaşanın adına,
Yasaklara set çeken yasaklar öne çıktı.
Görüşleri yabana atıldı bilgelerin,
Cin fikirli geçinen ahmaklar öne çıktı.
İleri teknoloji sunuldu gerzeklere,
Kel başlar için şimşir taraklar öne çıktı.
Billûr sulu pınarlar kururken birer birer,
Kir ve zehir üreten kaynaklar öne çıktı.
İnsanın geleceği tehlikeye girmişken
Hayvanseverlik gibi meraklar öne çıktı..
İstanbul – 2002
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz